a group having a particular allegiance in a conflict or competition

listen to the pronunciation of a group having a particular allegiance in a conflict or competition
English - Turkish

Definition of a group having a particular allegiance in a conflict or competition in English Turkish dictionary

side
{i} kenar

Bir karenin dört kenarı vardır. - A square has four sides.

Hipotenüsün karesi diğer iki kenarın kareleri toplamına eşittir. - The square of the hypotenuse is equal to the sum of the squares of the other two sides.

side
bir yanda bulunan
side
yan taraf

Tom onun yan tarafında bir ağrı ile uyandı. - Tom woke up with a pain in his side.

O, yan tarafında bir ağrı hissetti. - She felt a pain in her side.

side
kısım
side
(with/against ile) tarafını tutmak
side
yön

Çıkış seyahat yönünün sağ tarafında. - The exit is on the right side of the direction of travel.

Tatoeba'nın karanlık yönünü kesinlikle keşfettim. - I just discovered the dark side of Tatoeba.

side
bölüm
side
{i} 1. yan, taraf: Which side of the box has a label on it? Kutunun hangi tarafı etiketli? The house was on the side of a hill. Ev bir tepenin
side
{f} against -e karşı olmak
side
(isim) yan, taraf, kenar, kıyı, böğür, bölüm, taraftar, takım [brit.], hava, çalım
side
etek taraftarlar
side
{i} böğür
side
{i} takım [brit.]
side
yanda veya yandan olan
side
{i} kıyı
side
(sıfat) yan, yandaki, yanındaki, ikincil, ikinci derecede
side
ikinci
English - English
side
a group having a particular allegiance in a conflict or competition

    Hyphenation

    a group ha·ving a par·ti·cu·lar al·le·giance in a con·flict or com·pe·ti·tion

    Turkish pronunciation

    ı grup hävîng ı pırtîkyılır ılicıns în ı kınflîkt ır kämpıtîşın

    Pronunciation

    /ə ˈgro͞op ˈhavəɴɢ ə pərˈtəkyələr əˈlēʤəns ən ə kənˈfləkt ər ˌkämpəˈtəsʜən/ /ə ˈɡruːp ˈhævɪŋ ə pɜrˈtɪkjəlɜr əˈliːʤəns ɪn ə kənˈflɪkt ɜr ˌkɑːmpəˈtɪʃən/
Favorites