a floating device used to contain oil on a body of water

listen to the pronunciation of a floating device used to contain oil on a body of water
English - Turkish

Definition of a floating device used to contain oil on a body of water in English Turkish dictionary

boom
gümbürtü
boom
{i} ani artış
boom
yükseliş
boom
reklamını yapmak
boom
baston
boom
gürleme
boom
liman ağzındaki mania
boom
artış

Küçük araba artışı sona eriyor. - The small car boom is ending.

boom
akarsuların iki yakasına gerilen ve geçişi önleyen kalın zincir
boom
gümbürdemek
boom
(önem/değer/vb.) hızlı biçimde artmak
boom
YÜZÜCÜ GEÇİT ENGELİ: Yüzücü geçit engeli, kanal ve liman ağızları nevinden giriş yerlerini tıkamak için kullanılan engeldir. Bu engel, daha çok, kalaslardan ve çelik kablolardan meydana getirilir
boom
{f} gelişmek
boom
vızıldamak
boom
top gibi derin ve kuvvetli bir ses çıkarmak
boom
{i} yüzer kütüklerden oluşan engel
boom
{i} çıkış

O, şarkıcı olarak çıkış yapıyor. - She is booming as a singer.

Sanayi geçmişte birçok iniş ve çıkışları gördü. - The industry has seen many booms and busts in the past.

boom
hızla ilerleme veya yükselme ticaret
boom
{f} uğuldamak
boom
ilerlemek
English - English
boom
a floating device used to contain oil on a body of water

    Hyphenation

    a float·ing de·vice used to con·tain oil on a bo·dy of wa·ter

    Turkish pronunciation

    ı flōtîng dîvays yuzd tı kınteyn oyl ôn ı bädi ıv wôtır

    Pronunciation

    /ə ˈflōtəɴɢ dəˈvīs ˈyo͞ozd tə kənˈtān ˈoil ˈôn ə ˈbädē əv ˈwôtər/ /ə ˈfloʊtɪŋ dɪˈvaɪs ˈjuːzd tə kənˈteɪn ˈɔɪl ˈɔːn ə ˈbɑːdiː əv ˈwɔːtɜr/
Favorites