Definition of a demonstrated amount in English Turkish dictionary
- so much
- o kadar
O kadar çok sigara içmesen iyi olur.
-You had better not smoke so much.
O kadar fazla ödemeye param yetmez.
-I cannot afford to pay so much.
- so much
- çok
Diğerlerine çok fazla bağımlı olmamalısın.
-You must not depend so much on others.
Tom'un zebralarla ilgili çok şey bildiğine dair bir fikrim yoktu.
-I had no idea that Tom knew so much about zebras.
- so much
- o kadar çok
Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun?
-How come you know so much about Japanese history?
O kadar çok sigara içmemeni tercih ederim.
-I'd rather you didn't smoke so much.
- so much
- bu kadar
Keşke bacağım bu kadar çok acımasa.
-I wish my leg didn't hurt so much.
Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever.
-See how Lenny can swallow an entire hot dog without chewing or choking? That's why upper management loves him so much.
Related Terms
Definition of a demonstrated amount in English English dictionary
- so much
So much, he replied, sprinkling a small pile of the powder on the table.