ağrıyan

listen to the pronunciation of ağrıyan
Turkish - English
aching
sore

I have a sore throat. Do you have a cough drop? - Benim ağrıyan bir boğazım var. Senin öksürük kesicin var mı?

Tom rubbed his sore feet. - Tom ağrıyan ayağını ovaladı.

ağrı
ache

It's ached before, but never as badly as right now. - Daha önce ağrıyordu, ama asla şu andaki kadar kötü bir şekilde değil.

My joints ache when it gets cold. - Hava soğuk olduğunda eklemlerim ağrıyor.

ağrı
pain

I have a bad pain in my back. - Sırtımda kötü bir ağrım var.

When Tom couldn't bear the pain any longer, he went to the hospital. - Tom artık ağrıya tahammül edemediği zaman, hastaneye gitti.

ağrıyan boğaz
sore throat
ağrı
{i} throe
ağrı
{i} soreness
ağrı
be in pain
Ağrı
adry
ağrı
{i} smart
AĞrı
(Tıp) sore

I have a sore throat and runny nose. - Boğazım ağrıyor ve burnum akıyor.

Tom rubbed his sore feet. - Tom ağrıyan ayağını ovaladı.

Ağrı
(dağı) Mount Ararat
ağrı
sharp stinging pain
ağrı
ache, pain
ağrı
discomfort
ağrı
spasm
ağrı
affliction
ağrı
throes of childbirth, labor
başı ağrıyan
headachy
Turkish - Turkish

Definition of ağrıyan in Turkish Turkish dictionary

Ağrı
dert
Ağrı
veca
ağrı
Vücudun herhangi bir yerinde duyulan şiddetli acı: "Sabah yataktan müthiş bir omuz ağrısı ile kalkmıştı."- H. Taner
ağrı
Ağrı ilinde bir geçit
ağrı
Vücudun herhangi bir yerinde duyulan sürekli ve şiddetli acı
ağrıyan
Favorites