-e eğilim

listen to the pronunciation of -e eğilim
Turkish - English

Definition of -e eğilim in Turkish English dictionary

-e eğilim
propensity (for/to)
eğilim
disposition
eğilim
tendency

Tom has a tendency to exaggerate. - Tom'un abartma eğilimi var.

That tendency is strong among Americans. - O eğilim Amerikalılar arasında güçlüdür.

eğilim
leaning
eğilim
inclination

Chechens have inclinations towards independence. - Çeçenlerin bağımsızlığa doğru eğilimleri var.

I don't have the time or the inclination to help Tom. - Tom'a yardım edecek vakte ve eğilime sahip değilim.

eğilim
propensity

Sami has propensity for violence. - Sami'nin şiddete eğilimi var.

eğilim
drift
eğilim
predisposition
eğilim
sense
cinsel eğilim
sexual orientation
eğilim
liability
duygusal eğilim
emotional tendencies
cinsi eğilim
(Hukuk) sexual orientation
doğal eğilim
appetency
doğal eğilim
appetence
eğilim
tendency; inclination, bent
eğilim
bias

People tend to look at others with bias. - İnsanlar diğerlerine ön yargı ile bakmak eğilimindedir.

eğilim
obliquity
eğilim
squint
eğilim
ply
eğilim
pulse
eğilim
affection
eğilim
(kötü) twist
eğilim
device
eğilim
notion
eğilim
gravitation
eğilim
current

If current trends continue, the language will likely die in the near future. - Şimdiki eğilimler devam ederse, dil muhtemelen yakın gelecekte ölecektir.

eğilim
set
eğilim
penchant
eğilim
aptitude
eğilim
proclivity
eğilim
bent

He has a natural bent for music. - Onun müzik için doğal bir eğilimi var.

eğilim
proneness
eğilim
relish
eğilim
(Hukuk) trend

This has been the trend for the past twenty years. - Bu son yirmi yıldır eğilimdi.

I don't think it's a trend. - Bunun bir eğilim olduğunu sanmıyorum.

eğilim
tendency, inclination, trend, leaning, bias, bent, propensity
eğilim göstermek
lean
felsefi eğilim
philosophical trend
genel eğilim
(borsa) undertone
gizli eğilim
undercurrent
grafik eğilim
(Bilgisayar) chart trend
marjinal eğilim
marginal propensity
periyodik eğilim
(Ticaret) cyclical trend
siyasi eğilim
(Politika, Siyaset) political tendency
tatil eğilim anketi
(Turizm) vacation tendency survey
turist eğilim araştırması
(Turizm) tourist tendency research
Turkish - Turkish

Definition of -e eğilim in Turkish Turkish dictionary

eğilim
Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelme, meyil, temayül: "İnsanoğlunun, yaradılıştan medeniliğe eğilimi vardır."- N. Ataç
eğilim
Para piyasalarında zamanla oluşan değişim, alım satım işlemleriyle ilgili iniş çıkış seyri
eğilim
Bir şeyi sevmeye, istemeye ya da yapmaya içten yönelme
eğilim
Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelme, meyil, temayül
-e eğilim
Favorites