şaşırtıcı, şaşırtıcı

listen to the pronunciation of şaşırtıcı, şaşırtıcı
Turkish - English
stunningly, surprisingly
şaşırtıcı
intriguing
şaşırtıcı
confusing

I find this confusing. - Bunu şaşırtıcı buluyorum.

This explanation sounds confusing. - Bu açıklama şaşırtıcı gibi geliyor.

şaşırtıcı
amazing

It is amazing; you should have won the prize. - Şaşırtıcı; ödülü kazanmalıydın.

It is amazing that you won the prize. - Ödülü kazanman şaşırtıcı.

şaşırtıcı
baffling
şaşırtıcı
bewildering
şaşırtıcı
spectacular
şaşırtıcı
striking

She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties. - O, büyük sinema güzelliklerinden biri olan Ingrid Bergman'a şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır,

şaşırtıcı
confused
şaşırtıcı
dazzling
şaşırtıcı
surprising

It is not surprising that he resigned. - Onun istifa etmesi şaşırtıcı değildir.

It's surprising that you haven't heard anything about her wedding. - Onun düğünü hakkında bir şey duymamış olman şaşırtıcı.

şaşırtıcı
twisty
şaşırtıcı
perplexing

Sami asked Layla a perplexing question. - Sami, Leyla'ya şaşırtıcı bir soru sordu.

şaşırtıcı
surprising, astonishing, amazing, starting
şaşırtıcı
startling

Doctors have discovered some startling facts. - Doktorlar bazı şaşırtıcı gerçekleri keşfettiler.

The changes are startling. - Değişiklikler şaşırtıcı.

şaşırtıcı
incredible
şaşırtıcı
astounding

Isn't that astounding? - O şaşırtıcı değil mi?

The diversity of flowers in this area is astounding. - Bu alandaki çiçek çeşitliliği şaşırtıcıdır.

şaşırtıcı
staggering

The enemy suffered staggering casualities. - Düşman şaşırtıcı kayıplara maruz kaldı.

Those numbers are staggering. - Bu sayılar şaşırtıcı.

şaşırtıcı
rum
şaşırtıcı
astonishing

The astonishing blow finished the match. - Şaşırtıcı darbe maçı bitirdi.

The answer was pretty astonishing. - Cevap oldukça şaşırtıcıydı.

şaşırtıcı
colossal

Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss. - Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır.

şaşırtıcı
mind bending
şaşırtıcı
puzzling

It was puzzling to me. - Benim için şaşırtıcıydı.

I find this puzzling. - Bunu şaşırtıcı buluyorum.

şaşırtıcı biçimde
surprisingly

The stock market was surprisingly quiet today. - Borsa bugün şaşırtıcı biçimde sakindi.

They're surprisingly good. - Onlar şaşırtıcı biçimde iyiydi.

şaşırtıcı cevap
earful
şaşırtıcı değişim
switcheroo
şaşırtıcı fazlalık
embarrass de richesse
şaşırtıcı haber
eye-opener
şaşırtıcı haber
thunderbolt
şaşırtıcı kimse
corker
şaşırtıcı soru
poser
şaşırtıcı şey
twister
şaşırtıcı şey
puzzlement
şaşırtıcı şey
mind bender
Turkish - Turkish

Definition of şaşırtıcı, şaşırtıcı in Turkish Turkish dictionary

şaşırtıcı
Şaşırtma niteliği olan, şaşırtan
şaşırtıcı
Şaşırtma niteliği olan, şaşırtan: "Her koşu beklenilmeyen, şaşırtıcı bir sonuç verebilirdi."- N. Cumalı