öksürmek

listen to the pronunciation of öksürmek
Turkish - English
cough
to cough
(boğmaca) hoop
to cough; to have a cough
harrumph
hawk
bark
hem
öksür
{f} coughing

She has a habit of coughing before she speaks. - Onun konuşmadan önce öksürme alışkanlığı var.

Tom couldn't stop coughing. - Tom öksürüğünü tutamadı.

öksür
{f} cough

Tom's mother worries about his cough. - Annesi Tom'un öksürüğü hakkında endişe ediyor.

Jimmy is coughing badly because he has a cold. - Jimmy soğuk aldığından dolayı kötü öksürüyor.

öksürme
cough

Tom has started coughing heavily and I'm worried about his health. - Tom şiddetle öksürmeye başladı ve onun sağlığı hakkında endişeliyim.

She has a habit of coughing before she speaks. - Onun konuşmadan önce öksürme alışkanlığı var.

anlamlı bir şekilde öksürmek
give a cough
boğmacalı gibi öksürmek
whoop
kuru kuru öksürmek
hack
kuvvetle öksürmek
harrumph
öksürme
(boğmaca) hoop
Turkish - Turkish
Öksürtücü hastalığa tutulmuş olmak
Solunum yolları zarlarının rahatsızlığı sebebiyle akciğerlerdeki havayı birdenbire ve gürültülü bir sesle dışarı vermek
Solunum yolları zarlarının rahatsızlığı sebebiyle akciğerlerdeki havayı birdenbire ve gürültülü bir sesle dışarı vermek: "Efendim, çocuk durmaz, koşar, terler, öksürür."- B. Felek. Öksürtücü bir hastalığa tutulmuş olmak
(Osmanlı Dönemi) AHH
Öksürme
(Osmanlı Dönemi) TEZRİ'
öksürme
Öksürmek işi
öksürmek
Favorites