çalışanlar

listen to the pronunciation of çalışanlar
Turkish - English
workpeople
personnel
shop floor
(Bilgisayar,Ticaret) employees

I require absolute loyalty of my employees. - Tüm çalışanlarımdan mutlak sadakat istiyorum.

Tom doesn't know how to treat his employees properly. - Tom çalışanlarına düzgün bir şekilde nasıl davranacağını bilmiyor.

shopfloor
work force
staff

The office staff worked quickly and efficiently to resolve the problem. - Ofis çalışanları problemi çözmek için hızlı ve etkili çalıştılar.

shop floor workers
çalışan
employee

Tom has more than three hundred employees. - Tom'un üç yüzden daha fazla çalışanı var.

I require absolute loyalty of my employees. - Tüm çalışanlarımdan mutlak sadakat istiyorum.

çalışan
laboring
çalışan
worker

Almost one-third of all office workers wear spectacles. - Hemen hemen tüm ofis çalışanlarının üçte biri gözlük takıyor.

Health workers aid people in need. - Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.

çalışan
running

Tom heard the shower running. - Tom çalışan bir duş duydu.

The girl running over there is my sister. - Orada çalışan kız kız kardeşimdir.

çalışan
{s} active
çalışan
operative
çalışan
personnel
çalışan
going
çalışan
labouring
çalışan
working at
maaşlı çalışanlar
salariat
sivil çalışanlar
civilian employees
çalışan
labouring [Brit.]
çalışan
working

Tom currently has ten people working for him. - Tom şu anda onun için çalışan on kişiye sahip.

On Friday evenings, a group of us with spouses working overseas meet at Chuck's Bar and Grill. - Cuma akşamları, deniz aşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar.

çalışan
working; employee, worker
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) SAİYAN
Çalışan
(Osmanlı Dönemi) SAİ
çalışanlar
Favorites