çadırda

listen to the pronunciation of çadırda
Turkish - English
under canvas
with sails raised, with sails unfurled
çadır
tent

In the tent we talked and talked. - Çadırda sürekli konuştuk.

Tom and Mary pitched their tent near the stream. - Tom ve Mary çadırlarını dere kenarında kurdu.

çadırda veya açık havada yapılan dini toplantı
camp meeting
çadır
wall tent
çadır
shelter tent
çadır
{i} tenting
çadır
canvas
çadır
booth
çadır
tabernacle
Turkish - Turkish

Definition of çadırda in Turkish Turkish dictionary

Çadır
(Osmanlı Dönemi) HAYME
çadır
Gölgelik olarak kullanılan tente veya şemsiye
çadır
Keçe, deri, kıl dokuma veya sık dokunmuş kalın bezden yapılarak direklerle tutturulan, taşınabilir barınak, çerge, oba, otağ
çadır
Keçe, deri, kıl dokuma veya sık dokunmuş kalın bezden yapılarak direklerle tutturulan, taşınabilir barınak, çerge, oba, otağ: "Kılıcını çekip tek başına atını, düşman başkumandanının çadırına saldırarak ölüm arayan Türk kumandanları görülmüştür."- Atatürk