[see bones, nasal]

listen to the pronunciation of [see bones, nasal]
English - Turkish

Definition of [see bones, nasal] in English Turkish dictionary

nasal
{s} buruna ait
nasal
nazal
nasal
burunla ilgili
nasal
genizsel
nasal
(isim) geniz sesi, burun kemiği
nasal
nasal letter genizden okunan harf
nasal
burun kemiği,nazal
nasal
nasal cavity burun boşluğu
nasal
genizsi ses
nasal
nasallygenizden
nasal
genzel
nasal
nasal passage geniz
nasal
{s} dilb. genizsi, genzel. i., dilb. genizsi ses, genizsil
nasal
{s} genizden gelen
nasal
burun sesi
nasal
{i} geniz sesi
nasal
{s} burun

O şiddetli burun tıkanıklığından dolayı acı çekti. - He used to suffer from severe nasal congestion.

Kadın bir burun spreyi kullanıyordu, çünkü şiddetli bir soğuk algınlığı vardı. - The woman used a nasal spray because she had a severe cold.

nasal
genizden veya burundan gelen
English - English
nasal