en yaşlı

listen to the pronunciation of en yaşlı
Türkçe - İngilizce
eldest

He is the eldest in his class. - O sınıfında en yaşlıdır.

Fatima is the eldest student in our class. - Fatima sınıfımızdaki en yaşlı öğrencidir.

oldest

Tom is so old that even the oldest in the village first knew him as an old man. - Tom öylesine yaşlıydı ki köydeki en yaşlı bile önceleri onu yaşlı bir adam olarak biliyordu.

Tom was the oldest person in the room. - Odadaki en yaşlı kişi Tom'du.

en yaşlı