ebedi

listen to the pronunciation of ebedi
Türkçe - İngilizce
everlasting
perpetual
eternal

Our glory will be eternal. - Bizim zafer ebedi olacaktır.

Some people believe in eternal life after death. - Bazı insanlar ölümden sonra ebedi hayata inanıyorlar.

never-ending
timeless

This movie is indeed a timeless masterpiece. - Bu film gerçekten ebedi bir başyapıt.

One thing I love about the internet is its timelessness. - İnternet hakkında sevdiğim tek şey onun ebediyetidir.

eternal, never-ending, perpetual, everlasting, abiding
sharing
e'er
fadeless
eternal, endless
endless
never ending
sempiternal
amaranthine
perdurable
immortal
without end
abiding
unfading
imperishable
dateless
ever
unceasing
coeternal
enduring
neverending
ebedi istirahat
eternal rest
ebedi istirahatta olmak
rest
ebedi tahvil
(Politika, Siyaset) annuity bond
ebedi istirahatte olmak
repose
ebedi istirahatte olmak
rest
ebedi kılan
perpetuator
ebedi olma
eternalness
ebedi olma
everlastingness
ebedi uyanıklık
eternal vigilance
ebedi uyku
the last sleep
ezeli ve ebedi
without beginning or end, sempiternal
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) sonsuz; sonsuzla ilgili, bitmeyen
Sonsuz, ölümsüz, bengi
Sonsuz, ölümsüz, bengi: "Geçtik hepimiz dört nala cennet kapısından / Gördük ebedî; cetleri bir anda yakından!"- Y. K. Beyatlı
EBEDÎ
(Osmanlı Dönemi) Sonsuza ve ebediyete âit. Ebediyete dâir ve müteallik.Kur'ân bize bu âlemin fâni, geçici olduğunu, herşeyin devamlı değiştiğini ve takdir edilen bir zaman sonunda sona erdiğini ve ereceğini belirtiyor. Madde âleminin bir başlangıcı ve sonu olduğunu bundan da anlıyoruz. Kur'ân, bize ebedî âlemin varlığını da haber veriyor, bu dünya hayatının ebediyet âlemine geçiş için bir hazırlık, tekâmül ve geçiş dönemi olduğunu, ebediyet âlemindeki hayata uygun bir varlık olmak için bu dünyada Allah'ın emir ve kanunlar
ebedi uyku
Ölüm
ebedi