eğlendirme

listen to the pronunciation of eğlendirme
Türkçe - İngilizce
entertaining

He is in charge of entertaining the foreign guests. - O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.

(Muzik) amuse

The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer. - İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.

The parents try to amuse their baby with a toy. - Ebeveynler bebeklerini bir oyuncakla eğlendirmeye çalışır.

eğlendirmek
entertain

If the students are bored, they will find ways to entertain themselves. - Öğrenciler sıkılırlarsa kendilerini eğlendirmek için yollar bulurlar.

He is in charge of entertaining the foreign guests. - O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.

eğlendirmek
{f} amuse

Sami found a way to keep himself amused. - Sami kendini eğlendirmek için bir yol buldu.

The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer. - İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.

eğlendirmek
regale
eğlen
have fun

Did you have fun over the weekend? - Hafta sonunda eğlendin mi?

Have fun, but don't get lost. - Eğlenin ama kaybolmayın.

eğlendirmek
{f} feast
eğlen
{f} enjoying

Tom certainly appeared to be enjoying himself. - Tom kesinlikle eğleniyor gibi görünüyordu.

The courtier was enjoying great royal favor. - Saray büyük kraliyet lehinde eğleniyordu.

eğlendirmek
humor
eğlen
{f} frolic
eğlen
{f} revel

Most of the revellers are tourists. - Eğlenenlerin çoğu turist.

eğlen
{f} jeer
eğlen
make fun
eğlen
{f} lark

Don't come to school to lark around. - Sadece eğlence için okula gelme.

eğlen
{f} ridicule
eğlen
had fun
eğlendirmek
humour
eğlendirmek
divert
eğlendirmek
recreate
eğlen
skylark
eğlendirmek
beguile
eğlendirmek
to entertain, amuse
eğlendirmek
break up
eğlendirmek
tickle
eğlendirmek
to entertain, to amuse, to divert, to regale
Türkçe - Türkçe
Eğlendirmek işi
Eğlendirmek
(Osmanlı Dönemi) TA'CİZ
eğlendirmek
Eğlenmesini sağlamak, eğlenmesine yol açmak: "Ne şımarıklıklar, ne hoppalıklar yapacak, beni nasıl kızdıracak ve eğlendirecekti."- R. H. Karay
eğlendirmek
Eğlenmesini sağlamak, eğlenmesine yol açmak
eğlendirme