doğrulma

listen to the pronunciation of doğrulma
Türkçe - Türkçe
Doğrulmak işi
(Osmanlı Dönemi) İSTİDAD
doğrulmak
Yönelmek: "Çocuk hızlı, paytak adımlarla parkın kapısına doğruldu."- S. F. Abasıyanık
doğrulmak
Oturan veya yatan bir kimse toparlanmak, dik bir duruma gelmek: "Uzandığım yerden hafifçe doğrularak onları çizmeye başlıyorum."- R. N. Güntekin
doğrulmak
Eğik veya eğri bir şey, düz bir duruma gelmek
doğrulmak
Toparlanmak, dik bir duruma gelmek
doğrulmak
Para sağlanmak, kazanılmak
doğrulmak
Yönelmek
doğrulmak
Sağlanmak, kazanılmak
doğrulmak
Yeniden güçlenmek, kalkınmak