Fransızca - Türkçe
dette teriminin Fransızca Türkçe sözlükte anlamı
- borç
Bir ulusu ele geçirmek ve egemenlik altına almak için iki yol var. Birisi kılıçla. Diğeri borçla.
-Il y a deux manières de conquérir et asservir une nation. L’une est par l’épée. L’autre par la dette.
Borç üstüne borç yapıyorsunuz.
-Vous accumulez dette sur dette.
- [la] borç, verecek
- borcunu öde
- borç alan
Fransızca - İngilizce
dette teriminin Fransızca İngilizce sözlükte anlamı
- {n} debt
My uncle guaranteed my debts.
-Mon oncle s'est porté garant de mes dettes.
Our total debts amount to ten thousand dollars.
-Notre dette totale s'élève à dix mille dollars.
- {n} due
- {n} liability
- {n} indebtedness
- {n} debt, obligation, indebtedness, loan, score
- {n} deb
I must repay the debt.
-Je dois rembourser la dette.
Our debt is more than we can pay.
-Notre dette est supérieure à ce que nous pouvons payer.
- debt owed
İngilizce - İngilizce
dette teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- debt