descriptive of a match that has no electrical judging apparatus

listen to the pronunciation of descriptive of a match that has no electrical judging apparatus
İngilizce - Türkçe

descriptive of a match that has no electrical judging apparatus teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

dry
{f} kurulamak

Tom köpeği kurulamak için eski havluları kullanırdı. - Tom used old towels to dry the dog.

Saçımı kurulamak, makyaj yapmak ve giyinmek zorundayım. - I have to dry my hair, put on makeup and get dressed.

dry
kurutmak

Ah sevgilim, yağmur yağıyor, ve ben zaten çamaşırı kurutmak için dışarı astım; ne yapmalıyım? - Oh dear, it's raining, and I've already hung the laundry out to dry; what shall I do?

Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu. - I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.

dry
{s} kuru

Mary kuru gözleri için göz damlaları kullanır. - Mary uses eyedrops for her dry eyes.

Tom köpeği kurulamak için eski havluları kullanırdı. - Tom used old towels to dry the dog.

dry
sek (içki)
dry
kavurmak
dry
tatsız (söz, konuşma vb)
dry
mecazi
dry
yavan

Onun mizah duygusu çok yavan. - His humor is very dry.

Bu çok yavan bir açıklama. - That's a very dry explanation.

dry
{f} kurut

Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu. - I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.

Tişörtünü kurutacağım. - I will dry your T-shirt.

dry
{s} kurumuş

Aslında bir pınar vardı, ama kurumuştu. - There was a spring indeed, but it was dry.

dry
(sıfat) kuru, kurumuş, sek, susuz, susatıcı, kart, susamış, yavan, sıkıcı, içki karşıtı, kurak
dry
sade ve eğlendirici
dry
{s} susatıcı
dry
{s} içki karşıtı
dry
suyu çekilmiş
dry
{s} kör (kuyu)
dry
(Tıp) Kurutmak, kurumak
dry
{s} susamış
İngilizce - İngilizce
dry
descriptive of a match that has no electrical judging apparatus

    Heceleme

    de·scrip·tive of a match that has no e·lec·tri·cal judg·ing ap·pa·rat·us

    Türkçe nasıl söylenir

    dîskrîptîv ıv ı mäç dhıt hız nō îlektrîkıl cʌcîng äpırätıs

    Telaffuz

    /dəˈskrəptəv əv ə ˈmaʧ ᴛʜət həz ˈnō əˈlektrəkəl ˈʤəʤəɴɢ ˌapərˈatəs/ /dɪˈskrɪptɪv əv ə ˈmæʧ ðət həz ˈnoʊ ɪˈlɛktrɪkəl ˈʤʌʤɪŋ ˌæpɜrˈætəs/