I'm travelling alone.
- Yalnız yolculuk ediyorum.
Travelling is easy these days.
- Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.
A trip to America is out of the question.
- Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.
She is busy preparing for the trip.
- O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.
The long voyage was a trial for us.
- Uzun yolculuk bizim için çok zahmetli geçti.
Someday we will be able to go on a voyage to Mars.
- Birgün Mars'a yolculuk yapabileceğiz.
The journey has just begun.
- Yolculuk henüz başladı.
I made a long journey last year.
- Geçen yıl uzun bir yolculuk yaptım.
Steve told me the tale of his travels.
- Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.
I'm travelling alone.
- Yalnız yolculuk ediyorum.
Congratulations! You just won a free cruise to the Bahamas!
- Tebrik ederiz! Bahamalar'a ücretsiz yolculuk kazandınız!
Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
- Bu gemi okyanuslarda yolculuk yapmak için uygun değil.
Gemiyle yolculuk yapmayı seviyorum.
- Gemiyle yolculuk yapmayı severim.