yapışıklıklar

listen to the pronunciation of yapışıklıklar
Türkisch - Englisch
(Tıp) adherence
The extent to which a patient continues an agreed treatment plan
{n} attachment, sticking to, union
attachment
The state of being fixed in attachment; fidelity; steady attachment; adhesion; as, adherence to a party or to opinions
{i} devotion, support; clinging, sticking
The close physical union of two objects
Adherence is the fact of adhering to a particular rule, agreement, or belief. strict adherence to the constitution. when someone behaves according to a particular rule, belief, principle etc adherence to
Faithful support for some cause
The quality or state of adhering
yapışık
{s} adherent
yapışık
{s} cohesive
yapışık
{s} coherent
yapışık
(Bilgisayar) dock
yapışık
bonded
yapışık
(Denizbilim) sessile
yapışık
adhesive
yapışık
stuck on
yapışık
cemented
yapışık
inseparable
yapışık
adherente
yapışık
attached
yapışık
stuck on/to, adhering to; clinging tightly to; stuck together
yapışık
conjoint
yapışık
boring or importunate, (person) who latches onto someone like a leech
yapışık
adhesive; stuck on, attached
yapışık
(Nükleer Bilimler) adhered
yapışık
cohesion
Türkisch - Türkisch

Definition von yapışıklıklar im Türkisch Türkisch wörterbuch

Yapışık
adherent
yapışık
Bir yere yapışmış olan
yapışık
Dokunan, değen
yapışık
Dokunan, değen: "Lavabonun duvara yapışık kıyısının üstüne konmuş bir diş fırçası gösteriyordu."- Ç. Altan
yapışık
Fizyolojik yönden birbirlerine bağlı olarak doğan
yapışık
Fizyolojik yönden birbirlerine bağlı olarak doğan: "Yapışık hemşireler gibi dünyaya beraber gelmişlerdi."- H. C. Yalçın
yapışıklıklar
Favoriten