Tom is unapproachable, isn't he?
- Tom yaklaşılamaz, değil mi?
The dictionary gathers nearly half a million words.
- Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.
Don't come near me. I have a cold.
- Bana yaklaşma, soğuk almışım.
The president is difficult to approach.
- Başkana yaklaşmak zordur.
He is a hard man to approach.
- O yaklaşması zor bir adamdır.
The bridge is approximately a mile long.
- Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.
A person's heart is approximately the same size as their fist.
- Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
Don't let that dog come near me!
- O köpeği yanıma yaklaştırma!
He does not let the opponent come near him.
- O, rakibin ona yaklaşmasına izin vermez.
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.
We're slowly nearing the end.
- Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.