yüksek yer

listen to the pronunciation of yüksek yer
Türkisch - Englisch
high

It must be nice to have friends in high places. - Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.

I still have friends in high places. - Hala yüksek yerlerde arkadaşlarım var.

upland
altitudes
perch
height
high place

Tom has friends in high places. - Tom'un yüksek yerlerde arkadaşları var.

Snow prevented the transport in high places of the country. - Kar, ülkenin yüksek yerlerinde ulaşımı engelledi.

eminencecy
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) ZAHR
(Osmanlı Dönemi) UFAZE
(Osmanlı Dönemi) METN
dümbi
(Osmanlı Dönemi) SAMD
ria
(Osmanlı Dönemi) VAK'
(Osmanlı Dönemi) MÜTEBAREK
(Osmanlı Dönemi) YEFA'
(Osmanlı Dönemi) NECD
(Osmanlı Dönemi) KUFFE
(Osmanlı Dönemi) KUFF
(Osmanlı Dönemi) FER'A
(Osmanlı Dönemi) ARF
yüksek yer
Favoriten