O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
- He doesn't know who built those houses.
Bunlar kimin kitapları?
- Whose books are these?
Seçimde kime oy verdin?
- Who did you vote for in the election?
Tom Mary'nin raporu kime teslim edeceğini bildiğini düşündü.
- Tom thought Mary knew who to turn the report in to.
Dün Yamada'ya rastladım, ki onu yıllardır görmemiştim.
- Yesterday I ran into Yamada, whom I hadn't seen in years.
O kadar sisliydi ki onun kim olduğunu söyleyemedim.
- It was so foggy I couldn't tell who it was.
Kapıya bakma, her kimse.
- Don't answer the door, whoever it is.
Bunu yapan her kimse akıllıymış.
- Whoever did this was smart.
Whoso diggeth a pit shall fall therein: and he that rolleth a stone, it will return upon him.
- Wer eine Grube macht, wird hineinfallen und wer einen Stein wälzt, auf den wird er zurückkommen.
Whoso wishes to touch him let him beware, for he will have to do with me!
- Wer an ihn will, der hüte sich, der hat es mit mir zu tun.