very clear

listen to the pronunciation of very clear
Englisch - Türkisch
apaçık
besbelli
ayan beyan
distinct
{s} belirgin

Tom'un sağ gözünün altında belirgin bir yara izi vardı. - Tom has a distinctive scar under his right eye.

Onun nasıl ilerleyeceği konusunda hiçbir belirgin fikri yok. - He has no distinct idea of how to proceed.

distinct
arı
distinct
(Biyokimya) ayrık
distinct
farklı

Onun farklı bir İngilizce aksanı var. - She has a distinct English accent.

O iki fikir oldukça farklıdır. - Those two ideas are quite distinct.

distinct
bariz

Uzun boy, basketbolda bariz bir avantajdır. - Height is a distinct advantage in basketball.

distinct
ayrı

İyi ve kötü arasında ayrım yapabilirim. - I can make a distinction between good and bad.

Bu ayrı bir olasılık. - That's a distinct possibility.

distinct
belli
distinct
{s} açık, belli
distinct
şüphesiz
distinct
(Mukavele) ayrı, farklı; bağımsız
distinct
kesin olarak
distinct
(sıfat) ayrı, farklı, başka; belirgin, açık, aşikâr
distinct
distinctly açıkça
distinct
distinctness vuzuh
distinct
muhakkak
distinct
müstakil
distinct
{s} ayrı, farklı, başka
distinct
farkIıIık
Englisch - Englisch
distinct
very clear

    Silbentrennung

    ve·ry clear

    Türkische aussprache

    veri klîr

    Aussprache

    /ˈverē ˈklər/ /ˈvɛriː ˈklɪr/

    Videos

    ... the value of elite schools, that's a very clear trend. ...
    ... eyewitnesses. We've read their accounts now about what happened. It was very clear ...
Favoriten