two times

listen to the pronunciation of two times
Englisch - Türkisch
iki kez

İki kez otobüs değiştirmek zorundayım. - I have to change buses two times.

Kyoto'da iki kez bulundum. - I've been to Kyoto two times.

iki misli
iki katı
two times two is four
iki kere iki dört
twice
iki kere

Tom, Mary'yi bacağından iki kere vurdu. - Tom shot Mary twice in the leg.

İki kere ölç, bir kere kes. - Measure twice, cut once!

twice
iki katı

Benim iki katım kadar yaşlıdır. - He is twice as old as I.

Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor. - My brother eats twice as much as I do.

twice
iki kez

Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım. - I've climbed Mt. Fuji twice.

İki kez evlendi ve yirmiden fazla çocuğu oldu. - He married twice and had more than 20 children.

twice
iki defa

Yıldız Savaşlarını iki defa izledim. - I have seen Star Wars twice.

İki defa aynı hatayı yaptı. - He has made the same mistake twice.

twice
köhne
twice
çok söylenmiş
twice
twice iki defa söylenmiş
twice
eskimiş
twice
iki kat, iki misli
two time
ikili oynamak
two time
ihanet etmek
two time
faka bastırmak
two time
aldatmak (eş)
two time
aldatmak
Englisch - Englisch
twice, on two different occasions
twice

I've been to Boston twice. - I've been to Boston two times.

I only used it twice. - I've only used this two times.

two times
Favoriten