torture, anguish, great pain, misery

listen to the pronunciation of torture, anguish, great pain, misery
Englisch - Türkisch

Definition von torture, anguish, great pain, misery im Englisch Türkisch wörterbuch

torment
{i} eziyet

Tom küçük erkek kardeşine eziyet ederdi. - Tom used to torment his younger brother.

Daha büyük çocuklar küçük olanlara eziyet ederler. - The bigger boys torment the little ones.

torment
{i} azap

Şiir sadece azap değildir; şiir sevgidir. Sıcak ve şehvetli tutkudur; o, devrim, romantizm ve hassasiyettir. - Poetry is not just torment; poetry is love. It is warm and sensual passion; it is revolution, romance and tenderness.

torment
işkence yapmak
torment
azap vermek
torment
canını yakmak
torment
büyük acı
torment
sancı
torment
eziyet etmek
torment
işkence

Yerlilere uzun süre kurak havayla işkence yapıldı. - The natives were tormented by a long spell of dry weather.

Lütfen artık bana işkence etme. - Please don't torment me any longer.

torment
kızdırmak
torment
tormentinglyişkence edercesine
torment
{i} cefa
torment
{f} işkence etmek
torment
azap çektirmek
torment
{i} ıstırap, azap
torment
eziyet et

Çocukken bile, Fadıl kardeşlerine eziyet etti. - Even when he was a child, Fadil tormented his siblings.

Kardeşine eziyet etmeye son ver. - Stop tormenting your brother.

torment
{f} acı çektirmek

Sana daha fazla acı çektirmek istemiyorum. - I don't want to torment you any longer.

torment
işkence aleti
Englisch - Englisch
{n} torment
torture, anguish, great pain, misery
Favoriten