Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
- The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.
Belge tüm bölüm başkanlarına dağıtıldı.
- The document was distributed to all department heads.
Burada ki tek problem, bu dökümanların çevirecek birilerinin olmaması.
- The only problem here is that there isn't anybody to translate these documents.
Sami bu dökümanı imzalamak zorunda kalacak.
- Sami will have to sign this document.
Evraka imzamı ekledim.
- I attached my signature to the document.
Tom evrakı Mary'nin masasına koydu.
- Tom put the document on Mary's desk.
Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu.
- I had no alternative but to document the war crimes.