to end up in two or more pieces that cannot easily be reassembled

listen to the pronunciation of to end up in two or more pieces that cannot easily be reassembled
Englisch - Türkisch

Definition von to end up in two or more pieces that cannot easily be reassembled im Englisch Türkisch wörterbuch

break
kırmak

Pencereyi kırmak için bir çekiç kullanıldı. - A hammer was used to break the window.

Peter vazoyu kırmak niyetinde değildi. - Peter didn't intend to break the vase.

break
mola

Onlar şu anda bir mola veriyorlar. - They're having a break at the moment.

İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim. - I've done half the work, and now I can take a break.

break
ortalık ağarmak
break
dağıtmak
break
(Bilgisayar) çık

Ben dün kahvaltı etmeden evden çıktım. - I left home without having breakfast yesterday.

Savaş çıksa ne yaparsın? - What would you do if war were to break out?

break
şafak atmak
break
yıkmak

Bizim sosyal engelleri yıkmak için çok çalışmamız gerekmektedir. - We must work hard to break down social barriers.

break
kırılma

Herkesin bir kırılma noktası var. - Everyone has a breaking point.

Plastik kolayca kırılmaz. - Plastic does not break easily.

break
çözmek
break
çatlatmak
break
kırma

Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın. - If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.

Lütfen bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol. - Please be careful not to break this vase.

break
dizginlemek
break
bitmek
break
açmak
break
değişiklik
break
kesme bitir/kes
break
{f} batmak
break
sona erdirmek
break
kes,v.kır: n.aralık
break
parçalamak

Bir kazma sert zemin yüzeyleri parçalamak için kullanılan uzun saplı bir araçtır. - A pick is a long handled tool used for breaking up hard ground surfaces.

Englisch - Englisch
break

If the vase falls to the floor, it might break.

to end up in two or more pieces that cannot easily be reassembled

    Silbentrennung

    to end up in two or more pieces that can·not eas·i·ly be reassembled

    Türkische aussprache

    tı end ʌp în tu ır môr pisız dhıt kınät izıli bi riısembıld

    Aussprache

    /tə ˈend ˈəp ən ˈto͞o ər ˈmôr ˈpēsəz ᴛʜət kəˈnät ˈēzəlē bē ˌrēəˈsembəld/ /tə ˈɛnd ˈʌp ɪn ˈtuː ɜr ˈmɔːr ˈpiːsəz ðət kəˈnɑːt ˈiːzəliː biː ˌriːəˈsɛmbəld/
Favoriten