to cause an animal to lose its will, to tame

listen to the pronunciation of to cause an animal to lose its will, to tame
Englisch - Türkisch

Definition von to cause an animal to lose its will, to tame im Englisch Türkisch wörterbuch

break
kırmak

Tom Mary'nin kalbini kırmak istemiyordu. - Tom didn't want to break Mary's heart.

Kilidi kırmakta zorlanmadım. - I had no difficulty breaking the lock.

break
mola

İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim. - I've done half the work, and now I can take a break.

Çok yorgun olduğum için öğle yemeği molası sırasında biraz uyudum. - I slept a little during lunch break because I was so tired.

break
ortalık ağarmak
break
dağıtmak
break
(Bilgisayar) çık

Savaş çıksa ne yaparsın? - What would you do if war were to break out?

Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktım. - I went for a walk after breakfast.

break
şafak atmak
break
yıkmak

Bizim sosyal engelleri yıkmak için çok çalışmamız gerekmektedir. - We must work hard to break down social barriers.

break
kırılma

Plastik kolayca kırılmaz. - Plastic does not break easily.

Bambu eğildi ama kırılmadı. - The bamboo gave but did not break.

break
çözmek
break
çatlatmak
break
kırma

Lütfen bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol. - Please be careful not to break this vase.

Peter vazoyu kırmak niyetinde değildi. - Peter didn't intend to break the vase.

break
dizginlemek
break
bitmek
break
açmak
break
değişiklik
break
kesme bitir/kes
break
{f} batmak
break
sona erdirmek
break
kes,v.kır: n.aralık
break
parçalamak

Bir kazma sert zemin yüzeyleri parçalamak için kullanılan uzun saplı bir araçtır. - A pick is a long handled tool used for breaking up hard ground surfaces.

Englisch - Englisch
break

You have to break an elephant before you can use it as an animal of burden.

to cause an animal to lose its will, to tame
Favoriten