Englisch - Türkisch
Definition von the environment, the outdoors im Englisch Türkisch wörterbuch
- nature
- doğa
Zengin doğasında oynamamalısın.
-You should not play on his generous nature.
Adayı her ziyaret edişimde, doğanın güzelliğinden etkilendim.
-Whenever I visited the island, I was impressed with the beauty of nature.
- nature
- tabiat
Her şey tabiat kanunlarına tabidir.
-Everything is subject to the laws of nature.
Mühendisler, tabiatı anlamaktan ziyade, onu kullanmaya çalışırlar.
-Engineers try to take advantage of nature rather than try to understand it.
- nature
- doğal durum
- nature
- tip
- nature
- yaradılış
- nature
- çeşit
- nature
- özellik
- nature
- tür
Bizim aramızda doğayla ilgili olanlar hariç tapınaklar ve türbeler yoktu, .
-There were no temples or shrines among us save those of nature.
- nature
- yapılış
- nature
- nature worship doğaya tapma
- nature
- (Tıp) Tabiat, natura
- nature
- ilah
- nature
- insan ahlâkının düzelmemiş hali
- nature
- yaratlklar
- nature
- against nature tabiata aykırı
- nature
- {i} huy, mizaç, tabiat
- nature
- içgüdü
- nature
- maya
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von the environment, the outdoors im Englisch Englisch wörterbuch
- nature
the environment, the outdoors
Silbentrennung
the environment, the out·doorsAussprache
Resimler
Historie
Favoriten