To tell the truth, sweetheart, I'm not at all interested.
- Doğruyu söylemek gerekirse tatlım, ben hiç ilgilenmiyorum.
What are you crying about, sweetheart?
- Niçin ağlıyorsun, tatlım?
I have to go, Sweetheart.
- Gitmek zorundayım, tatlım.
To tell the truth, sweetheart, I'm not at all interested.
- Doğruyu söylemek gerekirse tatlım, ben hiç ilgilenmiyorum.
Honey, I'm still busy.
- Tatlım hâlâ meşgulüm.
Sorry honey, I'm still stuck at the office.
- Üzgünüm tatlım, hala ofiste çakılıp kaldım.
Are you tired, sweetie?
- Yorgun musun, tatlım?
Just seven more days — then I'll see my sweetie again.
- Sadece yedi gün daha ve sonra tatlımı tekrar göreceğim.
Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
- Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
- Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?