En erken cevabınız için teşekkürler!
- Thanks for your soonest answer!
O birazdan burada olacak.
- He will be here soon.
Tom birazdan evde olmalı.
- Tom should be home soon.
Kısa süre içinde bir çözüm bulmamız gerekiyor.
- We need to find a solution soon.
Lütfen bana elinden geldiğince kısa süre içinde yaz.
- Please write to me as soon as you can.
Çok geçmeden şoku atlatacaktır.
- She will get over the shock soon.
Eğer herkesle ve herhangi biriyle arkadaş olursan, çok geçmeden insanlar senin insanları memnun eden biri olduğunu düşünecekler.
- If you buddy up to everybody and anybody, pretty soon people will think you're just a people-pleaser.
O yakında hastaneden ayrılacak.
- She will leave the hospital soon.
Babam yakında kırk yaşında olacak.
- My father will be forty soon.
Niçin bana onun burada olduğunu söylemedin? Olabildiğince erkenden bilmem gerekiyordu.
- Why didn't you tell me he was here? I had to know as soon as possible!
Uçak biraz sonra görüş mesafesinden çıktı.
- The airplane soon went out of sight.
Biraz sonra gidiyorum çünkü otobüsüm yarım saat içinde hareket ediyor.
- I'm leaving soon because my bus goes in half an hour.
O, kazadan hemen sonra öldü.
- He died soon after the accident.
Tom liseden mezun olduktan hemen sonra Boston'a geldi.
- Tom came to Boston soon after graduating from high school.
Onu ne kadar erken yaparsan, o kadar iyi.
- The sooner you do it, the better it is.
Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken bitiririz.
- The sooner we start, the sooner we'll finish.
Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu.
- The beautiful color of the sky soon faded away.
Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.
- I am planning to book my flights to Berlin soon after.
Yakın zamanda Boston'a geri gidecek misin?
- Are you going back to Boston anytime soon?
Tom'un yakın zamanda hapishaneden çıkacağı olası değil.
- It's unlikely that Tom will get out of prison anytime soon.
Bu yaz tatili çok çabuk bitti.
- The summer vacation has come to an end too soon.
Aptal parasını çabuk harcar.
- A fool and his money are soon parted.
Sana çabucak cevap vermediğim için üzgünüm.
- I'm sorry I didn't reply to you sooner.
Ona yardım etmelisin, ve çabucak!
- You must help her, and soon!