so as not to satisfy

listen to the pronunciation of so as not to satisfy
Englisch - Türkisch

Definition von so as not to satisfy im Englisch Türkisch wörterbuch

so as to
-mek için: He did this so as to prevent theft. Bunu, hırsızlığı önlemek için yaptı
so as to
-mek amacıyla
so as to
-ecek bir şekilde
so as to
-mek için
so as to
için

İşitebilmek için önde oturdu. - He sat in the front so as to be able to hear.

Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık. - We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.

so as to
-cek biçimde
So as to
-mak için
so as to
1. -mek için: He did that so as to annoy me. Beni kızdırmak için yaptı. 2. -ecek bir şekilde: He coughed so as to attract Selmin´s attention. Selmin´in dikkatini çekecek bir şekilde öksürdü
so as to
ecek şekilde
so as to
mak için
unsatisfactorily
tatmin etmeyen şekilde
so as not to satisfy

    Silbentrennung

    so as not to sat·is·fy

    Türkische aussprache

    sō äz nät tı sätısfay

    Aussprache

    /ˈsō ˈaz ˈnät tə ˈsatəsˌfī/ /ˈsoʊ ˈæz ˈnɑːt tə ˈsætəsˌfaɪ/
Favoriten