Reading a book can be compared to making a journey.
- Bir kitap okumak bir seyahat ile kıyaslanabilir.
Gérard de Nerval wrote Journey to the East.
- Gerard de Nerval Doğuya Seyahat'i yazdı.
It is considered impossible to travel back to the past.
- Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
Traveling makes people knowledgeable.
- Seyahat, insanları bilgili yapar.
I am short of money for my trip.
- Seyahatim için yeterli param yok.
Tom loves taking trips.
- Tom seyahat etmeyi sever.
He went on a voyage to America.
- O, Amerika'ya seyahate gitti.
He likes travelling abroad by air.
- O, hava yoluyla yurtdışına seyahat etmekten hoşlanıyor.
He has a great fancy for travelling.
- Onun seyahat için büyük bir merakı var.
Traveling abroad is one of my favorite things.
- Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.
Traveling abroad is now more popular.
- Yurt dışında seyahat şimdi daha popüler.