We love each other, but we don't make love anymore.
- Biz birbirimizi seviyoruz ancak artık sevişmiyoruz.
It is said that Caligula made love to his own sister.
- Caligula'nın kendi kız kardeşiyle seviştiği söyleniyor.
I love living with you.
- Sizinle yaşamayı seviyorum.
I don't love you anymore.
- Artık seni sevmiyorum.
All our teachers were young and loved teaching.
- Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.
If you want to be loved, love!
- Eğer sevilmek istiyorsan, sev!
One of the greatest secrets of happiness is moderating your wishes and loving what you already have.
- Mutluluğun en büyük sırlarından biri isteklerini azaltmak ve önceden sahip olduklarını sevmektir.
It is pleasant to watch a loving old couple.
- Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.