sıvılar

listen to the pronunciation of sıvılar
Türkisch - Englisch
liquids

A sponge absorbs liquids. - Sünger sıvıları emer.

Liquids are either acid or alkaline. - Sıvılar asit ya da alkalidirler.

fluids

Ebola spreads from person to person through bodily fluids. - Ebola vücut sıvıları yoluyla insandan insana yayılır.

Layla drank her body fluids. - Leyla beden sıvılarını içti.

sıvı
{i} fluid

Some fluid is leaking into our office. - Bir miktar sıvı ofisimize sızıyor.

Water, in its natural state, is a fluid. - Su, doğal olarak, bir sıvıdır.

sıvı
liquid

Matter can exist as a solid, liquid, or gas. - Madde katı, sıvı veya gaz olarak bulunabilir.

But when I tried to turn the shower faucet, this black bubbly liquid came out. - Ama ben duş musluğunu açmak için çalıştığımda, bu siyah kabarcıklı sıvı dışarı çıktı.

sıvı
(Biyokimya) plasma
sıvı
{i} water

Water, in its natural state, is a fluid. - Su, doğal olarak, bir sıvıdır.

Water is liquid. When it freezes, it becomes solid. - Su sıvıdır. Donduğu zaman, katılaşır.

sıvı
(İnşaat) colloid
sıvı
non-condensing
sıvı
running
sıvı
(a) liquid, (a) fluid
sıvı
soft
sıvı
liquid, fluid
sıvı
(Tıp) aqua
Türkisch - Türkisch

Definition von sıvılar im Türkisch Türkisch wörterbuch

Sıvı
likit
Sıvı
akar
Sıvı
mayi
sıvı
Bulunduğu kabın biçimini alabilen ve üstü yatay bir düzlem durumuna gelebilen (cisim), mayi
sıvı
Bulunduğu kabın biçimini alabilen ve üstü yatay bir düzlem durumuna gelebilen (cisim) , mayi
sıvı
(Osmanlı Dönemi) mâyi
sıvılar
Favoriten