present participle of relax

listen to the pronunciation of present participle of relax
Englisch - Türkisch

Definition von present participle of relax im Englisch Türkisch wörterbuch

relaxing
{s} dinlendirici

Dinlendirici bir öğleden sonrayı hak ediyorum. - I deserve a relaxing afternoon.

Diyelim ki, televizyon seyretmek dinlendirici olabilir. - Granted, watching TV can be relaxing.

relaxing
{s} huzur veren
relaxing
{f} gevşe
relaxing
gevşeyerek
relaxing
gevşe/gevşet
relaxing
{s} gevşetici
relaxing
{s} yumuşatıcı
relaxing
rahatlatma
relaxing
{s} gerginlik giderici
relaxing
{s} rahatlatıcı

Yağmurun sesini rahatlatıcı buluyorum. - I find the sound of the rain relaxing.

Portakal çiçekleri rahatlatıcı bir etki ve hoş bir kokuya sahiptir. - Orange blossoms have a relaxing effect and a delightful scent.

Englisch - Englisch
relaxing