plentiful, abounding with or in

listen to the pronunciation of plentiful, abounding with or in
Englisch - Türkisch

Definition von plentiful, abounding with or in im Englisch Türkisch wörterbuch

abundant
{s} bol

Avustralya'da mineraller bol miktarda bulunur. - Australia is abundant in minerals.

Japonya'da doğal kaynaklar bol değildir. - Natural resources are not abundant in Japan.

abundant
{s} bereketli
abundant
{s} verimli

Ağaç meyve bakımından verimlidir. - The tree is abundant in fruit.

abundant
çok

Şu ülkede petrol çoktur. - Oil is abundant in that country.

Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar. - Very large windows assure abundant natural daylight.

abundant
mebzul abundantly bol bol
abundant
{s} dolu
abundant
{s} bereketli; feyizli
Englisch - Englisch
{a} abundant
plentiful, abounding with or in
Favoriten