VISUACT çeşitli ortamları ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını esnek şekilde destekler ve operasyonel işlemleri sunar.
- VISUACT supports flexibly the varied environments and needs of our customers and offers a variety of operational procedures.
Cinsiyet değiştirme işlemleri artık vergiden düşülebilir.
- Sex change operations are now tax-deductible.
Acilen ameliyat etmek zorundayız.
- We have to operate urgently.
Derhal ameliyat etmek zorundayız.
- We have to operate immediately.
Bir tekne işletmek için ehliyetin var mı?
- Do you have a license to operate a boat?
Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.
- Doctors refused to perform a second operation.
O bir casusluk operasyonu.
- It's a cloak-and-dagger operation.
Geminin kaptanı telsiz operatörüne imdat sinyali göndermesini emretti.
- The ship's captain ordered the radio operator to send a distress signal.
Tom oteldeki asansör operatörü ile iyi arkadaş oldu.
- Tom became good friends with the elevator operator in their hotel.
Geçen yıl glokom için ameliyat oldum.
- I had an operation for glaucoma last year.
Ameliyat edilmeye karar verdi.
- He decided to have the operation.
Çim biçme makinesini çalıştırmak için benzin gerekiyor.
- The lawn mower needs gas to operate.
Bu bir dokunmatik ekran, onun üzerinde görüntülenen kontrolleri çalıştırmak için parmaklarını kullanabilirsin.
- This is a touchscreen, so you can use your fingers to operate the controls which are displayed on it.
ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
- The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
Denizaslanı Harekâtı, İngiltere'nin planlanan işgali için Alman kod adıydı.
- Operation Sea Lion was the German code name for the planned invasion of Britain.
Denizaslanı Harekâtı, İngiltere'nin planlanan işgali için Alman kod adıydı.
- Operation Sea Lion was the German code name for the planned invasion of Britain.
Bir uydu uzayda büyük sıcaklık farklılıkları içinde çalışmak zorundadır.
- A satellite has to operate in space within massive temperature differences.
İşletme maliyetlerini kısmamız gerekir.
- We need to cut down operating costs.
O, o zaman bir traktörü işletmekle meşguldü.
- At that time she was engaged in operating a tractor.
İlk elektronik bilgisayarlar 1945 yılında faaliyete geçti.
- The first electronic computers went into operation in 1945.
Plan faaliyete geçirildi.
- The plan was put into operation.
Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.
- We had to sell the building because for years we operated it in the red.
Bir tekne işletmek için ehliyetin var mı?
- Do you have a license to operate a boat?
Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.
- We had to sell the building because for years we operated it in the red.
Gece yarısından sonra bir dans kulübü çalıştırmak Japon hukukuna göre yasal değildir.
- Operating a dance club after midnight is illegal according to Japanese law.
N8, Nokia'nın Symbian 3 işletim sistemi kullanan ilk aygıtı olacak.
- The N8 will be the first device by Nokia with the Symbian^3 operating system
Arkadaşım yeni işletim sistemi için bir kullanıcı arayüzü tasarlıyor.
- My friend is designing a user interface for the new operating system.
VISUACT çeşitli ortamları ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını esnek şekilde destekler ve operasyonel işlemleri sunar.
- VISUACT supports flexibly the varied environments and needs of our customers and offers a variety of operational procedures.
İntegral ve türev, kalkülüs'te iki ana işlemdir.
- The two main operations in calculus are the integral and the derivative.
Coimbra Üniversitesi 1290 yılında kurulmuştur. Avrupa'da ve dünyada sürekli çalışmakta olan en eski üniversitelerinden biridir.
- The University of Coimbra was established in 1290. It is one of the oldest universities in continuous operation in the world.
Tom ameliyat masasında, baygın hâlde yatıyordu.
- Tom was lying unconscious on the operating table.
Tom hâlâ ameliyat masasında
- Tom is still on the operating table.
Belirli işlemler gerçekleşlmeyecek gibi görünüyor.
- It seems that certain operations cannot take place.
Cinsiyet değiştirme işlemleri artık vergiden düşülebilir.
- Sex change operations are now tax-deductible.
Bilgisayarını çalıştırmak için gerekli olanın tümü oydu.
- That was all he needed to operate his computer.
Cihazı çalıştırmak mükemmelce basittir.
- The appliance is wonderfully simple to operate.
Elbette, vinç kullanmak için bir lisans gerekli.
- Of course, a license is needed to operate a crane.
Tom bir treni kullanmak için yeterli deneyime sahip değildir.
- Tom doesn't have enough experience to operate a train.
N8, Nokia'nın Symbian 3 işletim sistemi kullanan ilk aygıtı olacak.
- The N8 will be the first device by Nokia with the Symbian^3 operating system
Arkadaşım yeni işletim sistemi için bir kullanıcı arayüzü tasarlıyor.
- My friend is designing a user interface for the new operating system.
It is dangerous to look at the beam of a laser while it is in operation.
The Katrina relief operation was considered botched.
They run a multinational produce-supply operation.
She had an operation to remove her appendix.