not fixed, inconstant, irresolute

listen to the pronunciation of not fixed, inconstant, irresolute
Englisch - Türkisch

Definition von not fixed, inconstant, irresolute im Englisch Türkisch wörterbuch

unstable
{s} istikrarsız

İnsanların duygusal yaşamları gittikçe daha istikrarsız hale geliyor. - People's emotional lives are becoming more and more unstable.

Bu test maiyeti istikrarsız. - This test suite is unstable.

unstable
{s} kararsız

Tom bana Mary'nin duygusal yönden kararsız olduğunu söyledi. - Tom told me Mary was emotionally unstable.

Leyla son derece kararsızdı. - Layla was extremely unstable.

unstable
kararsız,tutarsız
unstable
{s} değişken
unstable
(Tıp) dayanıksız
unstable
stabil olmayan
unstable
(Tıp) unstabil
unstable
gelgeç
unstable
yeltek
unstable
denksiz
unstable
değişen
unstable
duraysız
unstable
(sıfat) dengesiz, istikrarsız, değişken, oynak, kararsız, güvenilmez, sağlam olmayan
unstable
{s} oynak
unstable
{s} kim. instabil, kararsız
unstable
{s} sağlam olmayan
unstable
{s} güvenilmez
unstable
{s} sağlam olmayan; dengesiz; oynak
Englisch - Englisch
{a} unstable
not fixed, irresolute
{a} unsteddy
not fixed, irresolute
{a} unsteady
not fixed, inconstant, irresolute
Favoriten