Tom was too surprised to be scared.
- Tom korkmaktan çok şaşırdı.
There's no reason to be scared.
- Korkmak için hiçbir neden yok.
You don't have to be afraid.
- Korkmak zorunda değilsin.
I don't want to be afraid of Tom anymore.
- Artık Tom'dan korkmak istemiyorum.
Do not kill Edward; it is good to fear.
- Edward'ı öldürme; korkmak iyidir.
I grew up, but I have not stopped fearing the dark.
- Büyümüştüm, ama karanlıktan korkmaktan vazgeçmedim
I have never seen any reason to be frightened of the dark.
- Karanlıktan korkmak için bir neden göremiyorum.
What do I have to be afraid of?
- Neyden korkmak zorundayım?
I don't want to be afraid of Tom anymore.
- Artık Tom'dan korkmak istemiyorum.
Tom was too surprised to be scared.
- Tom korkmaktan çok şaşırdı.
There's no reason to be scared.
- Korkmak için hiçbir neden yok.
I have never seen any reason to be frightened of the dark.
- Karanlıktan korkmak için bir neden göremiyorum.
It's normal to be scared. I'm scared too, you know.
- Korkmak normaldir. Bende korkarım, bilirsin.
Tom was too surprised to be scared.
- Tom korkmaktan çok şaşırdı.
There's no reason to be afraid.
- Korkmak için hiçbir sebep yok.
I don't want to be afraid of Tom anymore.
- Artık Tom'dan korkmak istemiyorum.
There's no reason to be afraid.
- Korkmak için hiçbir sebep yok.
You don't have to be afraid.
- Korkmak zorunda değilsin.
Tom is too stupid to be scared.
- Tom korkmak için çok aptal.
It's normal to be scared. I'm scared too, you know.
- Korkmak normaldir. Bende korkarım, bilirsin.
I have never seen any reason to be frightened of the dark.
- Karanlıktan korkmak için bir neden göremiyorum.
There's no reason to be afraid of Tom.
- Tom'dan korkmak için bir sebep yok.
What do I have to be afraid of?
- Neyden korkmak zorundayım?
He who wants to travel the path of wisdom must not fear failure, for no matter how much progress he makes, his goal remains unattainably far off.
- Bilgelik yolunda yürümek isteyen hatadan korkmamalı, zira ne kadar çok gelişme yaparsa yapsın hiç önemi yok, onun amacı elde edilemeyecek kadar uzak kalır.
You need not have such fear.
- Öyle korkmana gerek yok.
Don't be afraid to make a mistake.
- Hatalar yapmaktan korkmayın.
Don't be afraid of making mistakes.
- Hatalar yapmaktan korkmayın.
They fear that he may be dead.
- Onun ölü olabileceğinden korkuyorlar.
Man fears disasters such as floods and fires.
- İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar.
Cats have a dread of water.
- Kedilerin su korkusu vardır.
My little brother says that he had a dreadful dream last night.
- Küçük erkek kardeşim dün gece korkunç bir rüya gördüğünü söylüyor.
It will end well, never fear!
- İyi sona erecek, hiç korkma!
Don't be afraid to ask questions.
- Soru sormaktan korkma.
It's nothing, don't be afraid!
- Bu şey yok, korkmayın!
Follow me and have no fear.
- Beni takip et ve korkma.