kötülemek

listen to the pronunciation of kötülemek
Türkisch - Englisch
denigrate

Tatoeba should not admit as collaborators those who only wish to denigrate its image and demean its activity. - Tatoeba, yalnızca imajını kötülemek ve faaliyetini aşağılamak isteyenleri işbirlikçi olarak kabul etmemeli.

disparage

We didn't mean to disparage our contenders. - Rakiplerimizi kötülemek istemedik.

discredit
vilify
decry
cry down
revile against smth
do down
speak ill of
run down
revile at smth
defame
slander
revile
backbite
to speak ill of, run down
to become haggard and weak (from illness)
dispraise
to speak ill of, to run down, to backbite, to decry
revile at something
run
confront
revile against something
malign
cast reflections on
bad mouth
tear
kötüleme
disparage

We shouldn't disparage other people. - Diğer insanları kötülememeliyiz.

We didn't mean to disparage our contenders. - Rakiplerimizi kötülemek istemedik.

kötüleme
(Ticaret) mobbing
yokken kötülemek
backbite
kötüle
decry
kötüle
vilify
kötüleme
obloquy
kötüleme
disparagement
kötüleme
dispraise
kötüleme
detraction
kötüleme
setback
kötüleme
backbiting
kötüle
malign
kötüle
dispraise
kötüleme
slander
kötüleme
decrial
kötüleme
vilification
kötüleme
denigration
kötüleme
speaking ill of
kötüleme
revilement
kötüleme
{i} abuse
kötüleme
detract
yazı ile kötülemek
write down
Türkisch - Türkisch
Nesnelerin niteliği bozulmak, kalitesi bozulmak
Biri veya bir şey için olumsuz, aşağılayıcı, hoş olmayan sözler söylemek: "İsveçli doktorun suyu kötülemekteki asıl amacı, Viyana'da bir bira fabrikası açmak iznini elde etmekmiş."- S. Birsel. İnsanın sağlığı bozulmak
Niteliği bozulmak, kalitesi bozulmak
Sağlığı bozulmak
Biri veya bir şey için olumsuz, aşağılayıcı, hoş olmayan sözler söylemek
çamurlamak
kötüleme
Kötülemek işi
kötülemek
Favoriten