iyimser

listen to the pronunciation of iyimser
Türkisch - Englisch
optimist

I am an optimist by nature. - Ben doğuştan iyimserim.

Your view is too optimistic. - Senin görüşün çok iyimser.

optimistic

Nobody feels optimistic today. - Bugün hiç kimse iyimser hissetmiyor.

This business plan of yours seems almost too optimistic. All I can say is I hope it's more than just wishful thinking. - Senin bu iş planı neredeyse çok iyimser görünüyor. Bütün söyleyebileceğim onun bir boş hayalden daha fazlası olduğunu ummamdır.

hopeful
Pollyanna
optimistic nikbin, optimist
upbeat
sanguine

They were sanguine about the company's prospects. - Onlar şirketin umutları hakkında iyimserdi.

roseate
meliorist
iyimser olarak
in a good light
iyimser olmak
be optimistic
iyimser açıklama tarzı
(Pisikoloji, Ruhbilim) optimistic explanatory style
iyimser bakmak
look optimistic
iyimser kimse
meliorist
iyimser olarak
sanguinely
iyimser olarak
optimistically
iyimser olmaya çalışmak
look on the bright side
iyimser taraf
sunny side
polyanna gibi iyimser
Pollyanna
Türkisch - Türkisch
Genel olarak her düşünce ve işi iyi olarak değerlendiren, kötümser karşıtı, nikbin, optimist
Genel olarak her düşünce ve işi iyi olarak değerlendiren, kötümser karşıtı, nikbin, optimist: "İstanbul'a vardığımızda eş dost bizi lüzumundan fazla iyimser bulmuştu."- Y. K. Karaosmanoğlu
İyimser
(Hukuk) NİKBİN
iyimser
Favoriten