indivisible, incapable of being separated; close, devoted

listen to the pronunciation of indivisible, incapable of being separated; close, devoted
Englisch - Türkisch

Definition von indivisible, incapable of being separated; close, devoted im Englisch Türkisch wörterbuch

inseparable
{s} ayrılamaz

Birbirlerinden ayrılamazlar. - They are inseparable.

Tom ve Mary ayrılamaz hale geldiler. - Tom and Mary became inseparable.

inseparable
{s} ayrılmaz

Güç ve para ayrılmaz. - Power and money are inseparable.

O ve ben okulda birlikteki zamanımız boyunca ayrılmaz arkadaşlardık. - He and I were inseparable friends during our time together in school.

inseparable
yapışık
inseparable
bağlı
inseparable
{s} çok samimi

Mary ve Kate çok samimi. - Mary and Kate are inseparable.

inseparable
{s} yakın

Onlar yakında ayrılmaz oldular. - They soon became inseparable.

inseparable
inseparablenessayrılmazlık
inseparable
inseparablybirbirinden ayrılmaz surette
inseparable
ayrılmaz surette kullanılan inseparablesayrılamayan şeyler
inseparable
çok yakın dostlar
Englisch - Englisch
{s} inseparable
indivisible, incapable of being separated; close, devoted
Favoriten