I prefer to stay indoors.
- Ben içeride kalmayı tercih ederim.
Do you wear shoes indoors?
- İçeride ayakkabı giyer misin?
Within days, Japan captured the American island of Guam.
- Birkaç gün içerisinde, Japonya, Amerikan Guam adasını ele geçirdi.
The police were at Tom's door within three minutes after the phone call.
- Telefon aramasından sonra üç dakika içerisinde polisler Tom'un kapısındaydılar.
Do you wear shoes indoors?
- İçeride ayakkabı giyer misin?
Keep the kids indoors.
- Çocukları içeride tutun.
Did you want to come in?
- İçeri girmek mi istedin?
Did you want to come in?
- İçeri girmek istedin mi?
I've locked myself out of my house, so I'm going to break a window to get in.
- Kendimi evimin dışında kilitledim, bu yüzden içeri girmek için pencereyi kıracağım.
Where can you buy a ticket to get in?
- İçeri girmek için nereden bir bilet alabilirsin?
I'd like to go inside.
- İçeri girmek istiyorum.
You don't have to go in if you don't want to.
- İstemiyorsan içeri girmek zorunda değilsin.