himmet

listen to the pronunciation of himmet
Türkisch - Englisch
favour
politeness
(Politika, Siyaset) benevolence
zeal
(isim) Help, favor
help, favor, auspices, protection
work, effort
favor
himmet etmek
help
himmet etmek
to help, exert oneself (for)
kendisi muhtac-ı himmet bir dede. (Nerde kaldı geriye himmet ede.)
(Konuşma Dili) You can't expect any help from him since he's in need of help himself
Türkisch - Türkisch
Çalışma, emek, gayret
(Osmanlı Dönemi) ciddi gayret, kalb ile gösterilen samimi gayret
Lütuf, iyilik, iyi davranma
HİMMET
(Hukuk) Yardım, kayırma
HİMMET
(Osmanlı Dönemi) Kalbin bütün kuvveti ile Cenab-ı Hakk'a ve sâir mukaddesata yönelmesi. Kalb isteği ile gösterilen ciddi gayret
HİMMET
(Osmanlı Dönemi) Tabiî şevk ve meyil ve heves
HİMMET
(Osmanlı Dönemi) Allah indinde makbul ve mübârek bir kimsenin mânevi yardımı ile birisini koruması, yardım etmesi
HİMMET
(Osmanlı Dönemi) Lütuf, yardım. (Bak: Mahiyet)Himmet kelimesinin çok geçtiği bir ders: (S - Zindan-ı atalete düştüğümüzün sebebi nedir?C - Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir. İşte himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı
himmet etmek
Yardım etmek, emek vermek
himmet
Favoriten