Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.
- A warm, sunny day is ideal for a picnic.
Çorbamı ılık severim, sıcak değil.
- I like my soup to be warm, not hot.
Yeni başkan, sıcak ve samimi bir insandı.
- The new president was a warm and friendly man.
Bir sürü samimi sözler söylendi.
- A lot of warm words were said.
Burası çok sıcak. Klimayı açayım mı?
- It's very warm. Shall I turn on the air conditioner?
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of her hands.
Onun sıcak kişiliği güzelliğine çekicilik katıyor.
- Her warm personality adds charm to her beauty.
Bugün hava güzel ve sıcak.
- It is nice and warm today.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
- Tom is warm and generous.
Tom ateşle kendisini ısıttı.
- Tom warmed himself by the fire.
Kendisini ateşle ısıttı.
- She warmed herself by the fire.
Bu aile bana nezaket ve içtenlikle karşıladı.
- This family gave me a warm welcome.
İçten sözleriniz için teşekkür ederim.
- Thank you for your warm words.