hayal kırıklığı, hayal kırıklığı

listen to the pronunciation of hayal kırıklığı, hayal kırıklığı
Türkisch - Englisch
disappointment, disillusionment
hayal kırıklığı
disappointment

The picnic was a disappointment. - Piknik bir hayal kırıklığıydı.

Such was Linda's disappointment that she burst into tears. - Linda'nın hayal kırıklığı öylesine fazlaydı ki gözyaşlarına boğuldu.

hayal kırıklığı
failure

My mother was disappointed by my failure. - Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.

hayal kırıklığı yapan
disappointing
hayal kırıklığı
rude awakening
hayal kırıklığı
Dissapointment
hayal kırıklığı
Dissappointment, let-down, non-event, anticlimax; Brit. damp squib; informal washout, lead balloon
hayal kırıklığı
defeat
hayal kırıklığı
chagrin
hayal kırıklığı
comedown
hayal kırıklığı
disappointment, rude awakening, letdown
hayal kırıklığı
non event
hayal kırıklığı
sell
hayal kırıklığı
frost
hayal kırıklığı
take in
hayal kırıklığı
disillusion

I am disillusioned with you. - Seninle hayal kırıklığı duyuyorum.

Tom was disillusioned. - Tom hayal kırıklığına uğradı.

hayal kırıklığı
disillusionment
hayal kırıklığı
letdown

When the food is bad, it's a real letdown. - Yemek kötü olduğunda, gerçek bir hayal kırıklığıdır.

It was such a letdown. - Böylesine bir hayal kırıklığıydı.

Türkisch - Türkisch

Definition von hayal kırıklığı, hayal kırıklığı im Türkisch Türkisch wörterbuch

hayal kırıklığı
Çok istenilen veya umulan bir şeyin gerçekleşmeyişinden duyulan üzüntü, düş kırıklığı