hale getirmek

listen to the pronunciation of hale getirmek
Türkisch - Englisch
render
To capture and turn over to another country secretly
To pass down

render a verdict (= deliver a judgment).

{n} one who rends or tears, a surrender
To produce the final graphic in a 2D or 3D program
To cook a food over low heat until it releases its fat
provide or furnish with; "We provided the room with an electrical heater"
To cook fatty meat or poultry, such as bacon or goose, over low heat to obtain drippings
To melt fat by heating in a pan on the stove or in the oven
give or supply; "The cow brings in 5 liters of milk"; "This year's crop yielded 1,000 bushels of corn"; "The estate renders some revenue for the family"
To melt down or to extract by melting or, to treat so as to convert into industrial fats and oils or fertilizer
a substance similar to stucco but exclusively applied to masonry walls
restate (words) from one language into another language; "I have to translate when my in-laws from Austria visit the U S "; "Can you interpret the speech of the visiting dignitaries?"; "She rendered the French poem into English"; "He translates for the U N "
make over as a return; "They had to render the estate"
as, a rope renders well, that is, passes freely; also, to yield or give way
The process of creating a detailed image from your objects with the applied settings
A surrender
To transform digital information in the form received from a repository into a display on a computer screen, or for other presentation to the user
To try out or extract oil, lard, tallow, etc
The process of converting the polygonal or data specification of an image to the image itself, including color and opacity information [WOL93]
a substance similar to stucco but exclusively applied to masonry walls cause to become; "The shot rendered her immobile"
nötr hale getirmek
neutralize
faydalı hale getirmek
utilize
etkisiz hale getirmek
defuse

Tom often uses humor to defuse tense situations. - Tom genellikle gergin durumları etkisiz hale getirmek için mizah kullanır.

etkisiz hale getirmek
cancel
duyarlı hale getirmek
sensitize
etkisiz hale getirmek
ward off
geçersiz hale getirmek
void
eksiksiz hale getirmek
(Kanun) perfect
en iyi hale getirmek için
(Bilgisayar) optimization
etkili hale getirmek
activate
etkisiz hale getirmek
inactivate
etkisiz hale getirmek
neutralize
etkisiz hale getirmek
make ineffective
güncel hale getirmek
(Ticaret) update
seferber hale getirmek
(Askeri) mobilise
sistemli bir hale getirmek
systematize
uyumlu hale getirmek
(Otomotiv) synchronize
uyumlu hale getirmek
accord
iyi hale getirmek
To optimize
kalıcı hale getirmek
to make it permanentsustainpreserveretain
akla uygun hale getirmek
rationalize
aktif hale getirmek
activate
anlaşılmaz hale getirmek
enigmatize
bulunur hale getirmek
make available
cazip hale getirmek
make attractive
cazip hale getirmek
make it attractive
dayanıklı hale getirmek
proof
devrik hale getirmek
invert
düzenli hale getirmek
make regular
en uygun hale getirmek
optimize
etkisiz hale getirmek
counteract
etkisiz hale getirmek
to neutralize
etkisiz hale getirmek
deactivate
etkisiz hale getirmek
negative
eğirmeye hazır hale getirmek
slub
geleneksel hale getirmek
traditionalize
gevrek hale getirmek
make brittle
göz alıcı hale getirmek
glamorize
hareketsiz hale getirmek
immobilize
istekli hale getirmek
make willing
içinden çıkılmaz hale getirmek
cock up
içinden çıkılmaz hale getirmek
complicate
içinden çıkılmaz hale getirmek
tangle
içinden çıkılmaz hale getirmek
becloud
içinden çıkılmaz hale getirmek
make it worse
işe yaramaz hale getirmek
unfit
katı hale getirmek
solidify
kolektif hale getirmek
collectivise
kolektif hale getirmek
collectivize
kusurlu hale getirmek
make defective
lekesiz hale getirmek
make free from contamination
mümkün hale getirmek
render possible
okunmaz hale getirmek
deface
orantılı hale getirmek
proportion
saf hale getirmek
purify
ses geçirmez hale getirmek
to soundproof, to noiseproof
sugeçirmez hale getirmek
to waterproof
sıkıcı hale getirmek
make gloomy
tanınmaz hale getirmek
knock into a cocked hat
uluslararası hale getirmek
internationalize
uygun hale getirmek
predispose
uygun hale getirmek
streamline
verimli hale getirmek
make productive
yapamaz hale getirmek
incapacitate
yasal hale getirmek
legitimate
yasal hale getirmek
legitimize
yasal hale getirmek
make legal
yasal hale getirmek
legitimatize
yeniden geçirmez hale getirmek
reproof
yeterli hale getirmek
qualify
yetersiz hale getirmek
make unfit
yuvarlak hale getirmek
round off
zararsız hale getirmek
pare smb.'s claws
çalışamaz hale getirmek
put out of action
çekmez hale getirmek
(kumaş) sanforize
hale getirmek
Favoriten