gecikmiş

listen to the pronunciation of gecikmiş
Türkisch - Englisch
belated

Mary's husband took her to the fancy French restaurant for their belated anniversary dinner. - Mary'nin kocası gecikmiş yıldönümü yemekleri için onu fantazi Fransız restoranına götürdü.

late

He was late as usual. - Alışılageldiği üzere gecikmişti.

Sorry, I'm probably going to be about 20 minutes late. - Üzgünüm, muhtemelen yaklaşık 20 dakika gecikmiş olacağım.

delayed

The train was delayed for two hours because of the heavy snow. - Şiddetli kardan dolayı tren iki saat gecikmişti.

That shipment's been very much delayed. - O kargo çok fazla gecikmiş.

past due
tardy
behindhand
retarded
behind schedule
{s} overdue
gecikmiş maaş
back salary
gecikmiş maaş
back pay
gecikmiş ödeme
back pay
gecik
{f} lagging
gecik
{f} lag

Employment continued to lag. - İş gecikmeye devam etti.

How can I fix the lag? - Gecikmeyi nasıl düzeltebilirim?

gecik
{f} delay

Possibly, the accident will delay his arrival. - Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.

We need to avoid any further delays. - Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.

fırtına yüzünden gecikmiş
stormbound
ödemesi gecikmiş
back
ödemesi gecikmiş borçlar
arrears
gecikmiş
Favoriten