My house looks to the south.
- Benim evim güneye bakıyor.
The object flew away to the south, giving out flashes of light.
- Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu.
Japan and South Korea are neighbors.
- Japonya ve Güney Kore komşudur.
Tomorrow it will rain in the south of England.
- Yarın İngiltere'nin güneyinde yağmur yağacak.
Australia is smaller than South America.
- Avustralya Güney Amerika'dan daha küçüktür.
Southern newspapers attacked Lincoln.
- Güney gazeteleri Lincoln'a saldırdı.
The southern army needed men and supplies.
- Güney ordusunun adamlara ve malzemelere ihtiyacı vardı.