Türkisch - Englisch
Definition von güneydoğu im Türkisch Englisch wörterbuch
- southeasterly
The southeasterly wind blew over the water.
-Güneydoğu rüzgarı suyun üzerinde esti.
- southeast
The Southeast is a major energy producer of coal, crude oil, and natural gas.
-Güneydoğu kömür, ham petrol ve doğal gaz ile ilgili önemli bir enerji üreticisidir.
Jim is about to take a trip to southeast Asia.
-Jim güneydoğu Asya gezisine çıkmak üzere.
- southeastern
Croatia is in the southeastern part of Europe.
-Hırvatistan Avrupa'nın güneydoğusunda yer almaktadır.
Croatia is a country in the southeastern part of Europe.
-Hırvatistan, Avrupa'nın güneydoğu kesiminde bir ülkedir.
- southeast; southeastern, southeasterly
- (bölge) southeastward
- east by south
- south eastern
- south-east
- güneydoğu anadolu
- Southeast Anatolia
- güneydoğu anadolu bölgesi
- (Coğrafya) Southeast Anatolia Region
güneydoğu anadolu bölgesi.
- Güneydoğu Asya
- (Askeri) Southwest Asia
- Güneydoğu Asya Antlaşması Örgütü
- (Hukuk) Southeast Asia Treaty Organization (SEATO)
- Güneydoğu Asya Devletleri Topluluğu
- (Hukuk) (ASEAN) Association of South East Asian Nations (ASEAN)
- güneydoğu bölgesi
- southeastward
- güneydoğu rüzgârı
- southeaster
The southeasterly wind blew over the water.
-Güneydoğu rüzgarı suyun üzerinde esti.
- güneydoğu yönünde
- southeasterly
- güneydoğu yönünde
- southeastwards
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von güneydoğu im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Güneyle doğu arası yön
güneydoğu
Silbentrennung
gü·ney·do·ğuAussprache
Resimler
Historie
Favoriten